Limon Suyu: Alkali mi, Asidik mi ve Kanı Bazik Hale Getirir mi?
İçindekiler
Limon suyu, hastalıklara karşı savaştığı için sağlıklı bir içecek olarak değerlendirilir.
Alkali etkileri nedeniyle alternatif sağlık topluluğunda oldukça popülerdir. Yine de limon suyu düşük pH seviyesine sahiptir ve bu nedenle alkali değil asidik olarak ele alınmalıdır.
Bu makale limon suyunun asidik pH seviyesine rağmen neden alkali olarak ele alınması gerektiğini ve vücudunuza ne yaptığını açıklıyor.
pH Nedir?
Asidik ve alkali yiyecekleri tartışırken pH kavramını anlamak önemlidir.
Basit bir şekilde ifade etmek gerekirse, pH değeri 0-14 arasında çözeltilerine ne kadar asidik veya alkali olduğunu ifade eder.
pH 7, nötrdür. pH 7’nin altındaki tüm değerler asidik ve pH 7’nin üstündeki tüm değerler alkali olarak kabul edilir.
pH ölçeğinde, yan yana sayılar arasında on kat asitlik farkı vardır.
Örneğin, pH 5 değeri pH 6 değerinden 6 kat ve pH 7 değerinden 100 kat asidiktir.
Yüksek miktarda sitrik asit içerdiği için limon asidik pH değerine sahiptir.
Limon suyu pH 2-3 arasında yer alır ve bu nedenle sudan 10.000-100.000 kat daha güçlüdür.
Alkali Yiyeceklerin Faydaları
Alkali Diyet, son yıllarda popülerlik kazandı.
Bu diyet, vücudun pH değerini değiştiren gıdaları tüketmek anlamına gelir.
Açıkça belirtmek gerekirse, Alkali Diyeti destekleyen kanıt yoktur. Araştırmalara göre, yiyecekler kanın pH seviyesini çok az etkiler.
Alkali Diyet yiyecekleri üç gruba ayrılır:
- Asitleştiren yiyecekler:Et, tavuk, balık, süt ürünü, yumurta ve alkol
- Nötr yiyecekler: Doğal yağlar, nişastalar ve şekerler
- Alkalileştiren yiyecekler:Meyveler, fıstıklar, baklagiller ve sebzeler
Destekçiler, yüksek miktarda asitleştiren yiyeceğin tüketilmesinin vücut pH değerini asidik hale getirerek hastalıklara karşı savunmasız hale getirdiğine inanır.
Örneğin birçoğu, yemeklerin asitliğini nötrlemek adına vücudun kemiklerden alkali kalsiyumu çaldığına inanır.
Bazıları kanserin sadece asidik ortamda büyüdüğüne ve sadece alkali diyetle tedavi edilebileceğine inanır.
Bu nedenle bu diyeti takip edenler, asitleştiren yiyecekleri kısıtlayıp alkalileştiren yiyecekleri tercih ederek hastalık risklerini azaltmaya çalışır.
Yiyeceğin pH Seviyesi Önemli mi?
Alkalin Diyet destekçileri, tükettiğiniz yiyeceklerin kan pH seviyesini etkileyebileceğine inanır. Genellikle alkali yiyeceklerin kemik kaybını önlediğini ve kanseri önlediğini veya tedavi ettiğini iddia ederler.
Yine de yukarıda belirtildiği gibi bu teori böbreklerin kan pH seviyesini destekleme rolünü ve diğer pH düzenleme yöntemlerini göz ardı eder.
Ayrıca popüler inançların aksine, birçok değerlendirme asitleştirici diyetlerin vücuttaki kalsiyum seviyelerine etkisi olmadığını göstermiştir.
Aslında birçok çalışma, asit oluşturduğu düşünülen yüksek protein diyetlerinin kemikler için daha sağlıklı olduğunu göstermektedir.
Bazı insanların asitleştirici yiyeceklerin kansere neden olduğu fikri ele alındığında, tükettiğiniz yiyeceklerin asitliği ve hastalık geliştirme riski arasında bağlantı bulunmamıştır.
Yine de alkali diyetler, bazı bireylere fayda sağlayabilir.
Örneğin böbrek hastalığı olan kişilerin protein alımını kısıtlaması gerekmektedir. Alkali diyet izlemek buna yardımcı olabilir.
Aynı zamanda böbrek taşı geliştirme yatkınlığı olanlarda taş oluşturma riskini azaltabilir.
Yine de güçlü sonuçların çıkarılmasından önce faydaların desteklendiği araştırmaların yapılması gerekmektedir.
Limon Suyu Asidik Olmasına Rağmen Neden Alkalidir?
Bir yiyeceğin vücuttaki asidik veya alkali etkisi olması, sindirim öncesinde fark yaratmaz.
Bunun yerine, sindirildiğinde ve vücut tarafından işlendiğinde ortaya çıkan alkali veya asidik yan ürünler önemlidir.
Yiyeceklerin yan ürünlerini tahmin etme yöntemlerinden biri “kül analizi” tekniği olarak bilinmektedir.
Yiyecekler, sindirim sırasında ne olduğunu gözlemlemek adına laboratuvarda yakılır. Küllerin pH seviyesi, asit veya alkali olarak sınıflandırılır.
Bazı yiyeceklerin asit veya alkali “kül” üretmesi, kül analizi sonuçları nedeniyle bu şekilde ifade edilir.
Yine de kül analizi kesin bir tahmin sunmaz. Bu nedenle bilim insanları, yiyecekleri potansiyel renal asit yüküne (PRAL) göre sınıflandıran farklı bir formül kullanır.
Belirli bir yiyeceğin PRAL değeri, vücut yiyeceği sindirdikten sonra böbreklerde beklenen asit miktarıdır.
Normalde böbrekler, idrarla fazla asidi veya alkaliyi atarak kanın pH seviyesini sabit tutar.
Protein, fosfor ve sülfür gibi asidik besin maddeleri, böbreklerin filtrelemesi gereken miktarı arttırır. Bu besin maddeleri içerme eğilimi olan etler ve tahıllara pozitif PRAL skoru verilir.
Diğer yandan meyveler ve sebzeler potasyum, kalsiyum ve magnezyum gibi alkali besin maddeleri açısından zengindir. Bunlar böbreklerin filtrelemesi gereken asit miktarını azaltır ve negatif PRAL skoru alırlar.
Diğer meyveler gibi limon suyu, sindirildikten sonra alkali yan ürünler üretir. Bu nedenle negatif PRAL skoruna sahiptir.
Bu nedenle bazı insanlar, sindirilmeden önce asidik pH değerine sahip olsa da limon suyunu alkali olarak ele alır.
Limon Suyu Kanı Alkali Hale Getirir mi?
Alkali Diyeti destekleyenler, idrardaki alkali seviyesini kontrol etmek için pH test çubuklarını kullanır. Bu şekilde vücudun alkali değerini belirlediklerine inanırlar.
Atladıkları nokta ise limon suyunun idrarı daha alkali hale getirirken kanda aynı etkiyi yapmadığıdır.
Aslında birçok çalışma, tükettiğiniz yiyeceklerin kan pH değeri üzerinde çok az etkisi olduğunu göstermektedir.
Etkinin ne kadar az olduğunu göstermek adına araştırmacılar, bir oturuşta tüketilen 18 pound (8 kilo) portakalın kan pH seviyesini sadece 0,2 arttırdığını göstermiştir.
Yiyeceklerin kan pH seviyesine çok az etki etmesinin nedeni, vücudun hücre fonksiyonlarını korumak için pH seviyelerini 7,35-7,45 arasında tutmasıdır.
Eğer kan pH değerleriniz normal aralığın dışına çıkarsa, tehlikeli veya ölümcül olabilecek metabolik asidoz veya metabolik alkaloz ortaya çıkar.
Yine de vücudunuz pH değerlerini korumada oldukça iyi olduğu için bu durum nadiren gözlenir. Seviyeleri sabit tutmanın yollarından biri, fazla asitlerin idrar yoluyla atılması için böbrekleri kullanmaktır.
Bu nedenle büyük bir et yedikten sonra idrarınız asidik olabilir veya alkali yiyecekler tükettiğinizde daha az asidik olabilir.
İdrar asitlik seviyesi yediğiniz yiyeceklere göre değişse de kan pH seviyesi sabit kalır. Bu nedenle limon suyu içmek idrarı alkali hale getirse de kan pH değerini etkilemeyecektir.
Limon Suyunun Faydaları Nelerdir?
Kanı alkali hale getirme üzerine çok az etkisi olsa da düzenli olarak limon suyu içmek diğer sağlık faydalarını içerir. Aşağıdaki listede limon suyunun faydalarına erişebilirsiniz.
- Limon suyu yüksek C vitamini içerir, bağışıklık sistemini güçlü tutan bir antioksidandır ve hastalıklarla savaşmaya yardımcı olur.
- 30 ml limon suyu, günlük C vitamini gereksiniminin %23’ünü karşılar.
- Limon suyu gibi C vitamini açısından zengin içeceklerin tüketilmesi, demir gibi bazı minerallerin emilimini arttırır.
- Limon suyu, enflamasyonu azaltarak ve plak oluşumu etkileyerek kan damarlarını güçlendirerek kalp hastalıkları riskini azaltmaya yardımcı olur.
- Ayrıca bazı çalışmalar, düzenli olarak limon suyu tüketmenin bazı böbrek taşı türlerinin oluşumunu engellemeye yardımcı olabileceğini göstermektedir.
Sonuç
Limon suyu sindirilmeden önce asidik pH değerine sahiptir. Yine de vücut tarafından sindirildiğinde alkali yan ürünler üretir.
Bu alkali yan ürünler idrarı alkali hale getirir ve kan pH seviyesi üzerinde çok az etkisi vardır.
Bu nedenle limon suyunun faydaları, alkali etkisinden kaynaklanmayabilir.
ZATEN YEDİKLERİN KAN PH SINI YÜKSELTMİŞ YADA AZALTMIŞ OLSAYDI ÖLÜRDÜN. ÖNEMLİ OLAN VÜCUDUN SENİN ALIDIĞIN ASİT YÜKÜNÜ NASIL TAMPONLAMAYA ÇALIŞTIĞIDIR. BUNU DA KEMİKLER VE BÖBREKLER ARACILIĞI İLE YAPTIĞI İÇİN SONUCU İDRARDAN TAKİP EDİYORSUN. SONUÇ OLARAK VERDİĞİNİZ BİLGİLER TAMAMEN TIP BİLGİSİ VE BİLİMSELLİKTEN UZAKTIR.