Besin Alerjisi Nedir, Çeşitleri, Belirtileri ve Tedavisi Nasıl Yapılır?
İçindekiler
Besin Alerjisi; Küçükken hemen herkes, çikolatayı, meyveyi, şekerlemeyi ya da çerezi fazla kaçırdığında vücudundaki değişiklikleri sezinlemiştir. Aslında bir şeyin fazla tüketilmesi o an için aklımıza gelse de durum sanıldığından biraz daha farklı.
Söz konusu bağışıklık sistemimizin bazı besinlerde olan vitamin ve mineralleri oksitlemiyor oluşu. Yani bazı besinlere karşı bağışıklık sistemimizin verdiği aşırı duyarlılık hareketidir. Aslında tam olarak besin alerjisi nedir? Sorusunun yanıtı temelde budur. Bu alerji her yaşta ortaya çıkabilir.
Hangi Besinler Alerjiye Sebep Olur?
Bazen vücutta oluşan kaşıntı ve kızarıklıklar, bazen ise yanma, şişkinlik ya da kusmalar hepimizin başına gelmiştir. Ancak hangi besinden kaynaklı böyle bir durumda olduğumuzu anlamak tek başımıza mümkün olmaz.
Genel anlamda alerjiye en sık neden olan besinlerin varlığından söz edebiliyor olsak da tam olarak neyin tetiklediğini bilmek için uzmana başvurmalıyız. Ancak alerjik reaksiyonlara en sık sebep olan besinleri sayacak olursa, bunların başında yumurta ve süt gelmektedir. Sonrasında fındık, ceviz, mercimek, fıstık ve buğdayı da saymak mümkündür.
Besin Alerjisi Belirtileri Nelerdir?
Özellikle küçük çocuklarda görülen bazı belirtilen akla ilk olarak besin alerjisini getirir. Aslında üzerinde hassasiyetle durmamız gereken konulardan bir tanesi de çocuklarımız ve bebeklerimiz üzerinde meydana gelen değişikliklerdir. Besin alerjisi nasıl anlaşılır? Sorusu da aslında bu noktada aklımıza gelmelidir.
Aslında besin alerjisi vücutta pek çok sistemi doğrudan etkiler. Buna bağlı olarak da ilk olarak yanma, kaşıntı ve kızarıklıklar ortaya çıkar. Bu kızarıklık ve kaşınma hissi çocuklarda ve yetişkinlerde ilk olarak boyun bölgesi ve avuç içlerinde meydana gelir.
Bebeklerde ise kaşınma güdüsü gelişmediği için daha çok kızarıklık göze çarpar. Unutmamalıyız ki, halk arasında kurdeşen dediğimiz hafif kuru yaralar da besin alerjisinin en büyük belirtilerindendir. Daha ileri ki besin alerjilerinde dudak ve göz kapaklarında şişlik meydana gelecektir.
Bu tarz durumlarda öncelikle heyecana kapılmamalıyız ve sakin olmalıyız. Çünkü soluk alıp vermede hırıltı ve boğazda şişkinlik, hastada ani heyecan uyandırırsak devreye girecek olan tepkilerdendir. Bu nedenle sakin olup en yakın sağlık kuruluşuna ulaşmalıyız. Bebek ve çocuklarda ise, ilerleyen besin alerjileri kanlı ve mukuslu ishale sebep olmaktadır. Aslında çocuklarımızın besini reddetmesi ile bir besin alerjisinden şüphelenmek yersiz olmaz.
Bu durum birkaç gün boyunca devam ederse hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmalıyız. Bunun yanında diğer bir önemli konu ise astım hastalığıdır. Çünkü astımı olan bir kişi besin alerjisi yaşarsa çok daha tehlikeli sonuçlar ortaya çıkar. Astım hastaları solunum yetersizliği gibi durumlarda hemen bir doktora başvurmalıdır. Bu hastaların Anafilaksi geçirme olasılıklarını asla aklımızdan çıkarmamalı ve derhal gerekli önlemleri almalıyız.
Tanı Koymak Mümkün Müdür?
Tek başımıza tanı koymak belki çok hafif alerjilerde mümkün olabilir. Ancak bebek ve çocuklarımızın, hiç bilmediğimiz bir besine alerjileri olabilir.
Bu tarz durumlarda hazırlıklı olmak adına verilen tepkileri gözlemlememiz oldukça önemlidir. Örneğin çocuğun yumurta yediğinde verdiği tepkiler değişiklik gösteriyor ise, bir alerji testi yaptırmakta fayda vardır. Bu tanı, alerji durumu devam ederken yapılacak bir kan testi ile ortaya çıkacaktır.
Ancak alerji yokken de test yaptırabiliriz. Doktor alerjik reaksiyona sebep olduğu düşünülen besin proteinlerini vücuda yavaş yavaş enjekte ederek verilen tepkilere göre tanı koyacaktır. Besin alerjisi belirtileri verilen bu dozlar sayesinde kendini gösterecektir. Böylelikle hangi besine alerjik reaksiyon gösterildiği kontrol edilmiş olacaktır.
Besin Alerjisinin Tedavisi Var Mıdır?
Aslında besin alerjisi zaman içinde kendiliğinden düzelme olasılığı büyük olan bir hastalıktır. Hepimiz küçükken yediğimizde kaşındığımız besinleri büyüdüğümüzde rahatlıkla tüketebiliriz. Bu besinler arasında özellikle inek sütü, soya ve yumurta akını sayabilirim. Ancak bazı besin alerjileri bu kadar kolay atlatabileceğimiz tarzda olmayabilir. Örneğin kuruyemiş alerjileri çoğunlukla her yaşta devam etmektedir.
Bunun yanında yapılan alerji testlerinde alerji duyarlılığı ne kadar yüksekse geçme olasılığı da o kadar azdır. Aynı şekilde birden fazla besine alerjisi olan kişilerde, bu reaksiyon döneminin geçişi çok daha uzun sürer. Besin alerjisi tedavisi uygulamak isteyen annelerimiz, öncelikle alerjik reaksiyona sebep veren besinleri çocuklarından kesinlikle uzak tutmalıdır. Örneğin çocuğumuzun yumurtaya karşı bir alerjisi var ise, yumurta ve yumurta içeren her şey ortadan belli bir süreliğine kaldırmalıyız.
Özellikle kek ve bisküvi gibi yumurta içeren atıştırmalıkları kesinlikle uzak bir yerde tutmalıyız. Çok sık karşılaşılan durumlardan olan bebeklerin inek sütüne alerjisinde en önemli noktalardan biri de, bebeğe verilen mamada inek sütünün olup olmadığıdır. Bu konuda kesinlikle çok dikkatli olmakta fayda vardır.
Aynı şekilde yetişkinlerde de sıkı diyet uygulanmalıdır. Örneğin restorana gittiğimizde alerjimiz olan besini mutlaka yetkililere söylemeli ve yemeklerde kullanılmamasını istemeliyiz. Çünkü özellikle yetişkinlerde görülen Anafilaksi hastalığı hayati tehlike oluşturmaktadır.
Bu tarz durumlarda vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna gitmeliyiz. Anafilaksi hastalarına genellikle epinefrin yani adrenalin enjekte edilerek önlem alınır. Aslında bu ilacın kullanımı bazı eğitimler ila aileye ya da hastaya da öğretilmektedir. Eğer ailemizde ya da kendimizde besin alerjisi var ise mutlaka bu tarz eğitimlere katılmalı ve reçete ile bu ilaçları alıp, evde bulundurmalıyız. Bu ilaç genellikle uyluk bölgesine, anafilaksi geçirildiği düşünülen hastaya enjekte edilir.
Bazı durumlarda bu ilacı iki kez enjekte etmemiz mümkün olsa da ilk enjekteden sonra hastamız rahatlayacak ve bir sağlık kuruluşuna götürmemize olanak sağlayacaktır. Genel itibari ile söylemek gerekir ise besin alerjisini engelleyecek bir ilaç ya da tedavi şuan için mümkün değildir.
Farkı Tıbbi Yöntemler
Özellikle bebeklerde besin alerjisi durumu daha atlatılabilir hastalıklardandır. Çünkü bazı uzmanlara göre bebeklerimizdeki besin alerjileri, besini tüketerek geçirilmelidir. Yani bu besini bebeğe çok az miktarlarda başlanarak, belirli aralıklar ile artırarak vermeliyiz.
Böylelikle bu besine karşı olan alerji bağışıklık sisteminin etkisinden çıkıp vücuda zarar eremeyecek. Ancak bu yöntem, kesinlikle tek başımıza uygulamamalıyız. Bu tarz yöntemler genellikle uzman hekimler tarafından kliniklerde verilmektedir.
Kaç Farkı Besin Alerjisi Vardır
Besin alerjileri birbirinden çok farklı yiyecek ya da içeceklerden meydana gelebilir. Ancak şuana kadar tedavi edilen besin alerji çeşitleri et, inek sütü, yumurta, meyve, çikolata ve fındık – fıstık – cevizdir.
İnek sütü alerjisi her yüz çocuğumuzun üçünde görülmektedir ve 0 – 3 yaşlar arası ortaya çıkmaktadır. İnek sütünde 20’den fazla protein bulunmaktadır ve bunlar alerjiye sebep olmaktadır.
Yumurta alerjisi de aynı şekilde çocuk yaşlara görülür ve genellikle 3 yaşından sonra ortadan kalkar. Yumurtanın beyazı sarısına göre daha çok alerjiye neden olur. Astım ve dudaklarda kabarma belirtileri gösteren fındık, fıstık, ceviz ve yağlı tohumlar her yaştan insanı tehdit etmektedir.
Eğer böyle bir alerjimiz var ise geçmesini beklememeli ve çok az miktarlarda tüketmeliyiz. Dudaklarda ve ağırda kaşıntıya sebep olan meyve – sebze alerjileri ise genellikle sağlığımızı aşırı ölçüde tehdit etmez ve kısa sürede geçer.
Et alerjisi ise tüm alerjiler içinde yüzde 8 – 9‘luk bir payı içine alır. Genellikle sığır etinin sebep olduğu bu alerjiler deride kendini gösterir. Çikolata alerjisi de genellikle çocuklarımızda görülür ve ciddi tehdit oluşturmaz. Baş ağrısı ve mukuslu akıntılar en sık alerjik reaksiyonlarındandır.